Asya Hunları, genellikle tarih sahnesinde ilk rol oynayan Türkler olarak kabul edilmektedir. Altay dağları eteklerinde Pazırık’ta rus arkeologu Rudenko tarafından açılan MÖ IV. ve III. yüzyıldan kalma kurganlarda Hunlar’dan birçok eşya ve buzlar içinde binlerce yıl bozulmayan insan ve hayvan ölüleri bulunmuştur (Aslanapa, 1984:1s). Beşinci Pazırık kurganında buzullar içinden çıkan en eski halı Asya Hunları bölgesinden gelmektedir (Aslanapa, 1984:9s). 1.89 x 2 metre boyutlu kareye yakın bu halı bugün Leningrad Ermitaj müzesinde bulunmaktadır. Halı tarihinde bugün için tek örnek olarak kalan bu halı, halı sanatı tarihi ile uğraşanları çeliştiren teknik ve dekoratif özelliklere sahiptir (Yetkin, 1991:2s). Halı, süvari figürlerinden geniş bordür, geyik figürlerinden ikinci geniş bordür, grifonlardan bir iç ve bir dış dar bordür, zeminde 24 kare halinde haçvari çiçeklerden, kırmızı zemin üzerine beyaz, sarı ve mavi renklerin hakim olduğu dama tahtasına benzer bir örnek göstermektedir (Aslanapa, 1984:3s). Halı üzerinde inceleme yapmış olanlar, halının “Gördes düğümü-Türk düğümü” ile yapıldığını ve dm2 ‘de 36000 düğüm olduğunu yazarlar. Bu kadar sık ve ince düğüm sayısı o devir için hakikaten şaşırtıcıdır (Yetkin, 1991:2s). Bu kurganlardan çıkan halı ve tekstil işlerinin Hun sanatı bakımından ayrı bir önemi vardır. Bunlardan bazıları keçe üzerine ince ve renkli deriler yapıştırmak suretiyle süslenen bir grup tekstil işleri tamamen orijinal Hun üslûbunu belli etmektedir. Bunların üzerine yansıtılan sahne, simetrik olarak arka arkaya iki kez tekrarlanmıştır. Bu Hun sanatı için çok karakteristik bir üslûbu göstermektedir. Sayıları dört bini bulan altın levhalar da at, kaplan, geyik, pars, kurt, dağ keçisi, arslan ve yırtıcı kuş figürleri ile işlenmiş olup, Kuzev ve Orta Asya maden sanatının gelişmiş bir üslûbunu göstermektedir. Hayvan mücadelesi sahneleri, eski maden sanatında olduğu gibi büyük bir ustalıkla canlandırılmıştır. (Aslanapa, 1984: 6s).