Padişah türbeleriyle ilgili bazı bilgiler: Eyüp Sultan’da türbesi bulunan Osmanlı Padişahı Sultan Mehmet Reşat’tır. Yine Osmanlı Padişahları içerisinde padişah olarak tek yurtdışında mezarı olan Sultan Vahdettin’dir. Cenazesi Türkiye’ye getirilmek istenmişse de ailesi kabul etmemiştir zira Suriye o dönemde Osmanlı toprağı olduğu için orası da vatan olduğunu belirtilmiştir. Sultan V. Murat kendisi Yahya Efendi Hazretlerinin oraya defnedilmek istemişti ama o dönemin siyasi şartları ve ortamın karışık olmasından dolayı mezarının tahrip edilmesinden veya zarar gelmesi endişesiyle Yeni Camii Hatice Tahran Sultan Türbesindedir. I. Abdülhamit Han’ın türbesinde Resullah S.A efendimizin ayak izinin bir kopyası da bulunmaktadır. Bunun aslı Topkapı Sarayı’ndadır. (Nakş-ı Kadem-i Şerîf: Altından yapılmış bir kapak ve çerçeve içinde yer alan, üzerinde Peygamber efendimizin mübârek ayak izi olan taşıdır. Eyyûb Sultân, Sultan Üçüncü Mustafa ve Sultan Birinci Abdülhamîd Han türbelerinde de bunlardan birer tâne bulunmaktadır.) Sultan Selim Han’ın sandukasının üstünde, büyük âlim Ahmed ibn-i Kemâl Paşa‘nın kaftanı örtülüdür. Örtünün konması meşhur rivâyette şöyle anlatılır: Sultan Selim Han, Mısır Seferi‘ni tamamlayıp, Kahire’den Şam’a dönerken, yolda, o sırada Anadolu Kazaskerliği vazifesini yapan Ahmed ibni Kemâl Paşazâde‘yi yanına çağırdı. Sohbet ederek giderlerken, İbn-i Kemâl’in atı birdenbire bir su çukuruna bastığı için Sultan Selim Han‘ın üstü başı ıslanıp, kaftanı çamur oldu. İbn-i Kemâl Paşa telâşa düşünce, azametiyle meşhur olan Sultan Selim Han; “Bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamur, benim için şereftir. Öldüğüm zaman bu kaftanı böylece sandukanın üstüne koysunlar!” deyip, sırtından kaftanı çıkarıp, saklattı.
Yıldırım Bayezid Han'ın vefatının ardından naaşı bir süre Akşehirde kalmıştır. Sonrasında Musa Çelebi tarafından naaşı alınarak. Bursa'ya getirilmiş ve Yıldırım Camii yanındaki türbesine gömülmüştür.