VAK'A-NÜVİS Orhan Gazi

'Osmanlı Kişilikleri' forumunda Hünkar tarafından 20 Ağustos 2017 tarihinde açılan konu

  1. Hünkar

    Hünkar El Muzaffer Daima
    El Muzaffer Daima

    Katılım:
    3 Ağustos 2017
    Mesaj:
    177
    Alınan Beğeniler:
    30
    Ödül Puanları:
    28
    Şehir:
    Payitaht
    Orhan Gazi
    Orhan Gazi
    Orhan Gazi
    2. Osmanlı Padişahı
    Lakapları: Gazi
    Bey
    Tam Adı: Gazi Orhan Bey,
    Orhan bin Osman
    Hüküm Süresi: 1326 - 1359 (33 Sene)
    Sonra Gelen: I. Murat
    Biyografi
    Eş(ler)i: Asporça Hatun
    Nilüfer Hatun
    Theodora Hatun
    Eftandise Hatun
    Çocukları: Süleyman Paşa
    I. Murat
    Şehzade İbrahim
    Şehzade Halil
    Şehzade Sultan
    Şehzade Kasım
    Şehzade Eyüp
    Fatma Hatun
    Hatice Hatun
    Babası: Osman Gazi
    Annesi: Malhun Hatun
    Doğum: 1281
    Söğüt
    Ölüm: 1362 (80-81 yaşlarında)
    Bursa
    Defin: Gümüşlü Kümbet, Bursa Orhan Gazi Türbesi
    Dini: İslam
    İmza:
     Orhan Bey, Osmanlı Devleti'nin 2. padişahıdır. Osmanlı Devleti olarak Orhan Gazi döneminde duyurulmaya başlanmıştır. Devrindeki önemli ilim adamları ile yaptığı istişareler ve onların tecrübelerinin de yardımıyla kısa sürede büyük bir şöhrete kavuşmuştur. Kendisi tam bir askeri dehadır.



    Orhan Gazi(top)

     Orhan Bey 1281 yılında Söğüt'te dünyaya gözlerini açtı. Sarışın, uzun boylu ve mavi gözlü, halk tarafından çok sevilen, ulemaya saygılı, merhametli bir hükümdar olarak tanımlanır. Sık sık halkın arasına karıştığı, ve dertlerini dinlediği söylenir. Babası Osman Gazi'nin vefatı üzerine 1326'te bey olmuştur. Orhan Bey'e Şücaeddin, "İhtiyareddin" ve "Seyfeddin" unvanları verilmiştir. Ölüm tarihini 1359, 1360, 1361 ve 1362 gösteren kaynaklar da vardır.


    Beyliği(top)

     Osmanoğullarının içinde en uzun ömürlü olanı Orhan Bey'in gençliği ve çocukluğu bilinmemektedir. Nasıl eğitildiği, nasıl yetiştiği hatta okur-yazar olup olmadığı dahi bilinmemektedir. Osmanlı tarihinde adının ilk geçmesi 1298 yılında Nilüfer Hatun (Yarhisar kalesinin tekfurunun kızı) ile evlenmesi sayesinde olmuştur. 1300 yılında Köprühisar'ın fethi ile birlikte Karacahisar uçbeyliği kendisine verilmiştir. Osman Gazi, Orhan Gazi'ye Emir-i Kebir (Beylerbeyi) rütbesi ile beylik ordusuna komutan olarak atamış ve bundan sonraki tüm askeri eylemlere katılmıştır.

     

     Bu yüzden Orhan Gazi çok yüksek bir askeri zekaya sahiptir. Beyliğin başına Osman Gazi'nin sağlığında mı yoksa öldüğünde mi geçtiği tartışmalıdır. Adına ilk parayı 1324 yılının şubat ayında bastırmıştır. Osmanlı'da ilk tapu senedi yine Orhan Gazi döneminde verilmiştir. Şeyh İzzeddin İsmail'e Sakarya Akova'daki Çalıca ve Şehler Köyü vakıf tapusunu vermiştir. Bey olduktan sonra kendisine "Şücaeddin", "İhtiyareddin" ve "Seyfeddin" ünvanları verilmiştir. Adına ilk tuğra çekilen Osmanlı Sultanıdır.


    Fetihleri(top)

     Orhan Bey'in ilk yılları Anadolu'daki fetihler ile geçmiştir. Orhan Bey'de diğer tüm Anadolu Beylikleri gibi İran'da kurulu olan İlhanlılar Devleti'ne yıllık vergi vermeyi ihmal etmemiştir. Diğer yandan Bizans tarafına sürekli yaptığı fetihlerle Osmanlı Devleti sürekli güç kazanmıştır. Mudanya'yı fethederek devleti marmara denizi kıyısına kadar ulaştırmıştır. Kendine adına 1323 yılında Gebze'de cami yaptırmıştır. Orhan Gazi döneminde fethedilen yerlerden bazıları Yalova, Akyazı, Mudurnu, Pazaryeri (Ermenipazarı), Sapanca (Ayangölü), Kandıra, Samandra fetihleri yapılmıştır.

     

     1326'da hedef, bölgenin en büyük merkezi olan ve yıllardır abluka altında tutulan Bursa kenti olmuştur. Önce Orhaneli (o zaman Atranos) kalesi alınmış ve yıkılmış; sonra Bursa hisarını kuşatmak üzere Pınarbaşı mevkiinde karargah kurulmuştur. Fakat Köse Mihal Bey'in diplomatik çabaları sonucu kale muhafızı Evranos kaleyi savaşsız teslim etmiştir. Köse Mihal Bey ve Evranos Bey'in Müslüman olup Orhan Bey'in hizmetinde akıncı beyleri olarak görev yapmaları ve bu misyonu kendi soydaşlarına devretmeleri Osmanlılık kimliği yaratma siyasetinin ilk başarılı sonuçlarıdır. Bir vekayiname Bursa alınışını 2 Cemazievvel 726 (6 Nisan 1326) olarak vermektedir. Fakat elde bulunan bazı, Orhan Gazi adına Bursa'da basılı olduğu gösterilen akçe sikkeleri daha önceki tarihleri göstermektedir. Genel olarak Osmanlı tarihçiler Bursa'nın alınması ile Orhan Gazi tarafından başkent yapıldığını bildirirler.


    Rumeli'ye Geçiş(top)

     Orhan Bey'in hükümdarlığının son döneminde yeni bir strateji ortaya çıkmıştır. Bu strateji Bizans'a yardım etme vesilesiyle Rumeli'ye Osmanlı askeri gönderilmesi ile başlayıp; Osmanlıların ve Türklerin Rumeli'de toprak edinip şehirlere de yerleşmesi ve yeni bir küffar elinden toprak fethetme sürecinin (sonucunda ta orta Avrupa'ya uzanacak olan sürecin) başlaması ile devam etmiştir



     Orhan Bey'in Bizans'a yardım etmesi, bir iç isyan sonrası imparatorluk tahtına geçen VI. Yannis Kantakuzenos'la kurulan yakın ilişkilerle başlamıştır. 1344'de Bizans İmparatoru zor bir durumda bulunuyordu. Selanik'teki valisi olan Yannis Apocausus duruma hakim olamamış ve bağnaz fanatik'ler (Selanikli Zealotlar) olarak anılan bir parti tekrar idareyi eline almıştı. Sırp Kralı IV. Stefan Duşan tekrar Bizans aleyhine dönmüş ve tüm Makedonya'yı istila etmek niyetiyle Serez kalesini kuşatma altına almıştı.

     

     Anadolu'da müttefiki olan ve daha önce askerî yardım sağlayan Aydınoğlu Umur Bey'in donanması Papa'nın kurduğu Lig müttefikleri donanması tarafından İzmir'de yakılmış ve İzmir Papalık Devleti müttefiklerinin işgali altına alınmıştı. Saruhanoğulları Beyliği asker sağlayabilecek durumda idi; ama bu kuvvetin hem Selanik hem de Sırp Kralına karşı bir askerî sefer için yeterli olmayacağı gayet açıktı. Onun için 1345'in ilk aylarında VI. Yannis Kantakuzenos Orhan Bey'le yakın ilişkiler kurmak için temaslara başlamıştır.

     

     Kendisi tarih yazarı da olan Kantakuzenos bu evlilik hakkında kitabında bir bölüm ayırmıştır. Buna göre Kantekuzanos biraz Türkçe öğrenmiş; iki hükümdar birbirleri ile yakın şahsi bağlantı kurmuşlar ve Orhan Bey'le şahsi görüşmeleri sırasında birbirinden güzel üç kızını da Orhan Bey'le tanıştırmıştır. İkinci kızı olan Teodora'yı Orhan Bey ile evlendirmek için anlaşmışlardır. 1346'da Orhan Bey'i düğün yeri olan Silivri'ye (Salymbria'ya) getirmesi için 30 gemilik Bizans donanması kullanılmış ve 3 gün 3 gece süren düğünden sonra aynı filo Orhan Bey'i ve maiyetini geri götürmüştür. Ertesi yıl Orhan Bey yeni karısı Teodora ile bu sefer Üsküdar'da kayınbabası ile buluşmuştur.


    Yenilikleri(top)

    Devlet Alanında(top)

     Orhan Bey Osmanlı Beyliği'ni yeni yasalar ve düzenlemeler sayesinde devlet yapmıştır. İlk kez vezir ataması bu dönemde yapılmıştır. İlk kadı ve subaşı atamaları bu dönemde yapılmıştır. Sancaklara kadılar gönderilmiştir. Divan Örgütü kurulmuştur. Vakıf sistemi, adli teşkilat kurulmuştur.


    Askerlik Alanında(top)

     Yaya ve müsellem olarak ilk düzenli Osmanlı ordusu kurulmuştur. İlk donanma çalışmaları yapılmıştır ve Osmanlı Devleti gücüne güç katmıştır.


    Ticaret ve Ekonomi Alanında(top)

     Orhan Gazi, babası Osman Gazi'nin 699/1300 yılı civarında Eskişehir'de çıkardığı ilk Bac kanunundan sonra, Bursa'da Osmanlılar'ın en eski ticarî kanunu olan 21 maddelik ilk İhtisab Kanunnamesini çıkarmıştır. Sonraki İhtisab kanunnamelerinde yer alan bazı maddelerin nüvesini de içeren bu küçük kanunnamede, Bursa'daki ehl-i hirfet ve dükkânların ödeyeceği Bac miktarlarını belirleyen maddelerin yanı sıra, ilk defa şarap satıcıları, kalaycılar ve hamam işletmecilerinin işletim ve üretim standardını tespite yönelik birtakım kriterlere de yer verilmiştir. Kanunnamede genel çerçevede Osman Gazi'nin Bac kanununda belirlediği 2 akça bac bedeli korunmuş; "kilinder", "lidre" (libre) gibi ölçü birimlerinin o dönemdeki varlığı ve Orhan Bey zamanında Bursa'daki esnafın hangi sınıflardan ibaret olduğu da önemli birer tarihî veri olarak ortaya konulmuştur.

     

    Son Yılları ve Ölümü(top)

     Orhan Gazi, son yıllarında Osmanlı Devleti'nin idaresini, oğlu şehzade Murat`a bırakarak hayatını Bursa'da geçirmiştir.



     Ölüm nedeni ve yılı hakkında tarihçiler arasında ihtilaf bulunmaktadır. Zamanının tarihçisi olan Âşıkpaşazâde, Orhan Bey'in Süleyman Bey'le aynı yılda, 1358'de, öldüğünü yazmaktadır Bazı tarihçiler 1360 yılında 79 yaşında iken vefat ettiğini bildirirler ve diğerleri ise ölümünün 1362'de olduğunu belirtir.



     Orhan Bey, Bursa'da, Gümüşlü Kümbet'te babasının türbesine gömülmüştür.